Sınıf
öğretmeni alımı için adayların kpss gibi bir sınavla ölçülmesi ne kadar doğru?
Yapılan anketler sonucu bu sınavın yetersiz olduğunu görmekteyiz. Öğretmenlik
kutsal bir meslektir ancak bu mesleği hakkıyla yerine getirebilecek ve bunu
başarabilecek öğretmenlerin seçilmesi gerekir. Fakat günümüz öğretmenleri
seçilirken kpss (kamu personel seçme sınavı) denilen yetersiz bir sınavla
seçilmektedir. Bu şekilde bir eleme yöntemi kullanıldığı için de yeterli ve
kaliteli öğretmenler seçilememektedir. Öğretmen alımı için sınanması gereken
eğitmenliktir ancak bu sınavda teorik bilgiler sınanmaktadır. Dersleri çok iyi
bilen fakat bildiklerini öğrenciye aktaramayan öğretmen ne derece öğretmendir?
Öğretmenler ilk önce öğretmeyi bilmelidir ve atanmak için ilk önce bu konuda
yeterli olduğunu ispatlamalıdır. Ulusal Öğretmen Stratejisi Çalıştayı açılış
konuşmasında Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer eğitim kalitesinin aynı zamanda
öğretmen kalitesi anlamına geldiğini ifade etmiştir. Öğretmenlerin KPSS sonuçlarına göre
atanmasının da sorgulanması gerektiğini vurgulayan Dinçer, "Farklı yüksek
öğretim programlarından mezun olan öğretmen adaylarının alan bilgisi ve
becerisi ile öğretmenlik tutum ve değerlerine ilişkin yeterlilikler
ölçülmemektedir. Bu durum öğretmen yeterliliği bakımından daha donanımlı
olanların istihdamına engel olmakta ve dolayısı ile eğitim ve öğretimin
kalitesini olumsuz etkilemektedir. Öğretmen adayının mesleğe atanmasında sadece
KPSS puanının esas alınması, öğrencilerin mesleki yeterliliğini belirlemekte
yetersiz." şeklinde konuştu.
Öğretmen
adayları 2001 yılında KMS (Kurumlar İçin
Merkezi Eleme Sınavı ) adı altında tekrar sınava tabi tutulmuşlardır. 2002-2003
yıllarında bu uygulama KPSS adıyla (Kamu Personeli Seçme Sınavı ) devam
etmiştir. Bu sınavlarda başarılı olabilmek için iki oturumlu bir sınav
sürecinden geçmek gerekmektedir. Sabah oturumunda öğretmen adaylarının 120 soru
ile genel kültür ve genel yetenek becerileri ölçülmektedir. (Genel yetenek
alanında %50 Türkçe, %50 Matematik, Genel Kültür alanında ise, Atatürk İlke ve
inkılapları, %40, Temel Yurttaşlık Bilgisi %15, Türkiye ve Dünya ile ilgili
Güncel ve Sosyo-Ekonomik Konular %5, Türk Kültür ve Medeniyetleri %10, ve
Türkiye Coğrafyası % 30) öğleden sonra
yapılan oturumda ise yine 120 soru ile Eğitim Bilimleri alanındaki yeterlik
ölçülmek istenmektedir. (Eğitim Bilimleri alanının kategorileri ve ağırlıkları
ise Eğitim Psikolojisi %50, Eğitim Programları ve Öğretim %35, Rehberlik ise
%15 şeklindedir)(Küçükahmet, 1993)
Bu sınavla öğretmen
değil memur seçilmektedir çocuklarımızın ise öğretmene ihtiyacı vardır. Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Büyük
Atatürk “Öğretmenler yeni nesil en büyük
Cumhuriyetçilik dersini sizden ve sizin yetiştireceğiniz öğretmenlerden
alacaktır. Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek
karakterli koruyucular ister. Yeni nesli bu özellik ve kabiliyetlerle yetiştirmek
sizin elinizdedir.” Derken öğretmenliğin önemini
vurgulamış ve Türk eğitiminde en önemli ve en kritik rolü öğretmenlere
vermiştir.
Öğretmenlik mesleğinin gereğini, önemini
bilmeyen, kişisel ve mesleki özellikleri uygun olmayan öğretmenlerin sistem
içinde başarılı olmaları beklenemez. Çünkü gelişen teknoloji, öğretmenin
yerini alamamakta, aksine teknoloji etkin kullanabilen daha kaliteli
öğretmenleri gerektirmektedir. Bu bakımdan nitelikli öğretmen sorunu öğretmen
adaylarının yetiştirilmesinden, istihdamından kurumda tutulmasına ve
geliştirilmesine kadar tüm süreçler içine almaktadır(Tan,1989)
Öğretmen seçimi sürecinde sözlü bir sınav
yapılmalıdır sorusuna öğretmen adaylarının %60 ı katılıyorum cevabını
vermiştir. Anket sonuçları daha iyi, daha kaliteli öğretmen seçimi yapılması
için sözlü bir sınav yapılmasının daha verimli olacağı yönündedir. KPSS
öğretmen seçiminde ideal bir yöntemdir sorusuna öğretmen adayları “Hiç
Katılmıyorum” yönünde bir görüş belirtmiştir. Bu sonuç tüm sorular
arasında en olumsuz değerlendirmedir. Grubun %84’ü KPSS sistemine karşıdır ve
bu seçme biçiminin ideal bir seçme biçimi olmadığını ifade etmektedirler. KPSS bizim
genel kültür ve genel yetenek ve eğitim
bilimleri bilgi düzeyimizi ölçecek bir nitelikte değildir. Bu sınavın
kapsam geçerliliği düşüktür ve bir çok konu
fakülte eğitimi boyunca görülmemektedir. Bu durum ise öğretmen
adaylarının KPSS’ye
hazırlanırken dershane, kurs, seminer gibi destek etkinliklerine ihtiyaç
duymalarına sebep olmaktadır. KPSS’de
sadece bilişsel becerilerin ölçülmesi öğretmenlik mesleğine seçilmek için
yeterlidir sorusuna öğretmen adaylarının %82’si katılmıyorum cevabını
vermiştir. Bu değerlendirme ile öğretmen adayları sadece bilişsel
tabanlı soruları öğretmen seçiminde yeterli görmemekteler sonucuna
ulaşılabilir. KPSS’de duyuşsal becerilerin de ölçülmesi gerekir sorusuna öğretmen
adaylarının %74’ü katılıyorum cevabını vermiştir. Buna göre öğretmen
adayları, seçim sürecinde öğretmenlik mesleği ile ilgili duyuşsal
özelliklerinde test edilmesini istemektedirler. Bilindiği öğretmenlik mesleği
duyuşsal özellikleri ağır basan bir meslek dalıdır ve sevgi mesleğidir.
Duyuşsal özelliklerin fakülte yıllarında kazandırılması gerekmekte ve meslek öğretmen
adaylarına sevdirilmelidir. Özellikle son dönem gelişmelerden olan “Duygusal
Zekâ” kavramına öğretmenlik mesleği derslerinde yer verilmelidir. Kendimizi
öğretmenlik mesleğine değil, KPSS’ye hazırlamaktayız sorusuna ise grubun
% 86’sı yani 258 kişi katılmışlardır. Bu sonuçlar çok düşündürücüdür. Çünkü
öğretmen olmak için fakülte eğitimi alan öğretmen adayları sınav tabanlı ve
çoktan seçmeli düşünmeye ve yaratıcılıklarını sınırlayan bir sürece
itilmektedir. Oysa öğretmenlik mesleği yaratıcılık, orijinallik gerektiren bir
meslektir. Öğretmen adaylarının bir kalıba ve çerçeve içersine alınması onların
analiz, sentez ve değerlendirme güçlerini örseleyen bir uygulama olarak
görülmektedir.(Arslan ,M. ve Eraslan,L. 2003)
Yapılan araştırmalar sonucunda da kpss sistemi yeterince yeterli
olmamakla birlikte olumsuz sonuşlara neden olmaktadır. Test tekniğini iyi bilen
ve belirli pratiklik ve hıza sahip olanlar bu sınavdan geçebilmektedir
dolayısıyla öğretmen adayları atanabilmek için sınırlı bir zaman aralığında ve
bilişsel taban ağırlıklı olarak yapılan çoktan seçmeli anlayış doğrultusunda
kendilerini geliştirmektedirler. Böylece öğretmen adaylarının yaratıcılıkları,
becerileri vb. özellikleri geri planda kalmaktadır.
Turan Birçok
ülkede, sınıf öğretmeni olabilmek için kişilik testlerinden geçilmesi
gerekiyor. Bizde ise herkes öğretmen oluyor. Öğretmenler, sözlü mülakatla
alınmalıdır. Öğretmenliğin sanat boyutu çok önemlidir sözleri ile Türk eğitim sisteminin önemli sorunu olan öğretmen
atama yöntemine değinmiştir.
Mülakatla öğretmen
alımı daha kaliteli eğitim sağlamak için başvurulması gereken etkili bir
yöntemdir. Bu şekilde hangi kademede olursa olsun öğretmenin
yetiştirilmesi, seçilmesi ve nitelikli bir mesleki formasyona sahip olması
sağlanacaktır.
KAYNAKÇA
·
Arslan ,M. ve Eraslan,L. öğretmenlik mesleğine girişte kamu personel seçme
sınavı (kpss) yönteminin değerlendirilmesi kırıkkale üniversitesi eğitim
fakültesi eğitim bilimleri bölümü www.insanbilimleri.com
·
Küçükahmet, L., Öğretmen
Yetiştirme, Ankara, 1993
·
Tan, H., “Türk Eğitiminde
Kalite Sorunu” M.Ü. Eğitim Bilimleri Dergisi. (1).1989